George R.R. Martin 20
Eylül 1948'de Bayonne, New Jersey'de doğmuş. (1) Yüz yıl önce
yaşasa, ya da dünyanın bir başka yerinin insanı olsa Taht
Oyunları kitapları yazılıp televizyon dizisi yine yapılabilir
miydi? Bilimsel gelişmelerin kişilerden bağımsız olarak er ya da
geç gerçekleşeceği söylenebilir. Ama bir sanat yapıtı kişiye
bağlıdır. Tekrarlanamadığı gibi, bir başkasınca aynı
özgünlükte yaratılması da olanaklı değildir.
Martin'le ilgili Türkçe
kaynaklar biraz sınırlı olsa da bilgi alınabiliyor. Taht Oyunları
(A Game of Thrones) 850 sayfa 73 bölüm olarak Ağustos 1996'da,
Kralların Çarpışması (A Clash of Kings) 504+488 sayfa 70 bölüm
olarak Şubat 1999'da, Kılıçların Fırtınası (A Storm of
Swords) 624+608 sayfa 82 bölüm olarak Kasım 2000'de, Kargaların
Ziyafeti (A Feast for Crows), 504+504 sayfa 46 bölüm olarak Kasım
2005'te, Ejderhaların Dansı (A Dance with Dragons) 624+608 sayda 73
bölüm olarak Temmuz 2011'de orijinal baskılarıyla okuyuculara
ulaşmış. Kış Rüzgarları (The Winds of Winter) ve Bahar Rüyası
(A Dream of Spring) henüz yazılmamış. (2) Günümüzde
yaşadığımız ilginçliklere bir örnek henüz yazılmamış
kitaplarla ilgili bilgilerin de bulunabilmesi. (3) Bir liste verilip
George R. R. Martin'in bu karakterlerin Kış Rüzgarları'nda
bulunacağını doğruladığı belirtiliyor. Sansa Stark, Arya
Stark, Arianne Martell, Aeron Greyjoy, Theon Greyjoy, Victarion
Greyjoy, Tyrion Lannister, Barristan Selmy adları kitaba ve diziye
uzak duranlar için bir anlam taşımayabilir. Etki alanına
girenlerse epey iyi tanıyor olabilirler.
Kitaplarının boyutları,
yazarlığı hakkında söz söylemenin kolay olmayacağını
gösteriyor. Öte yandan romanlarından yapılan dizi, ilgi gördükçe
uzayarak sıradanlığa teslim olan diğerlerinden ayrılıyor.
Sinemasal kaygılar güdüldüğü, bölüm sayısının sınırlı
tutulduğu, başarılı bir sonuç için epey çaba harcandığı
gözleniyor.
George R.R. Martin yazmaya
çok genç yaşta başlamış. Komşu çocuklara canavar öyküleri
satıyor, okuyormuş. Sonraları çizgi roman hayranı olmuş. Amatör
dergiler için kurgu öyküler yazmaya başlamış. İlk profesyonel
satışını da 1970'te 21 yaşındayken yapmış. "Kahraman"
Galaxy'ye kabul edilmiş, Şubat 1971 sayısında yayımlanmış.
Bunu diğerleri izlemiş. Aynı yıl Northwestern Üniversitesi'nde
gazetecilik lisans eğitimini tamamlayarak yüksek lisansa başlamış.
Vicdani retçi olarak 1972-1974 arasında alternatif hizmet
yükümlülüğünü yerine getirmiş. 1973-1976 arasında satranç
turnuvaları yönetmiş. 1976-1978'de gazetecilik bölümünde
öğretim görevlisi olmuş. Bu dönemlerde yarı zamanlı olarak
yazmaya da başlamış. 1975'te evlenmiş, 1979'da çocuksuz olarak
boşanmış. Tam zamanlı bir yazar olmuş. Holywood'a taşınarak
1986'da televizyon için Alacakaranlık Kuşağı (Twilight Zone)
için öykü editörü kadrosuyla göreve başlamış. 1988'de Güzel
ve Çirkin (Beauty and the Beast) için yapımcılığı üstlenmiş.
Televizyon işinde basamakları tırmanmış. 1977-1979 arasında
Science Fiction & Fantasy Writers of America'da yöneticilik,
1996-1998 arasında da başkanlık yapmış. (4) Kendi romanları ve
öykülerindeki çalışmalarına ek olarak bilimkurgu alanında
derleme yayınlarının hazırlık süreçlerine katılmış.
Bir radyo konuşmasında
senaryolarını verdiğinde yapımcıların hep "Bu çok iyi,
ama yapım maliyeti ayırdığımız bütçenin beş katı olur"
dediklerini söylemiş. 1990'lı yılların başlarında ortaçağ
İngiltere'sindeki Güllerin Savaşları'ndan esinlenen bir fantezi
dizisine başlamış. Buzun ve Ateşin Şarkısı bir gecede başarı
getirmemiş, ama güçlü dili seri ilerledikçe satışları
patlatmış. 2011'deki televizyon dizisi uyarlamasıyla kitapları
daha da büyük bir okuyucu kitlesine ulaşmış. Martin aynı yıl
serinin beşinci kitabını, Ejderhayla Dans'ı yayımlamış.
Dünyanın dört bir yanındaki okuyucular kitaba yönelince yeni bir
çok satan roman ortaya çıkmış.
Sık sık J. R. R.
Tolkien'le karşılaştırılsa da, Martin fantezi edebiyatta
Yüzüklerin Efendisi yazarına göre daha farklı bir biçimde
yazıyormuş. Martin'in Westeros'unda karmaşık yaşamlar süren ve
kendi yollarından giden insanlar yaşıyormuş. Öykü akışları
ustaca kuruluyormuş, Martin'in çok sevdiği satranç oyununda
olduğu gibi. Bir eleştirmen onun için "Martin bir edebiyat
dervişi, karmaşık karakterleri ve canlı diliyle büyülüyor, en
iyi masal anlatıcılarının gücüyle birdenbire yakalayıveriyor"
demiş.
Bir yazar olarak
karakterlerine hiç acıması yokmuş, ana karakterleri ve diğer
sevilenleri beklenmedik biçimde öldürüveriyormuş. Martin
fantastik öykülerinde savaşın gerçekliğini yansıtmak için
belirli bir sorumluluk duygusu taşıyormuş. Bir keresinde "İnsanlar
savaşlarda ölüyor. İnsanlar savaşlarda sakat kalıyor. Onların
çoğu iyiler, sevilecek, ölmesini görmeyi istemeyeceğiniz
insanlar" açıklamasını getirmiş. (5)
....
Tayfun Atay, Game of
Thrones dersleri başlığıyla, diziyle ilgili bazı
değerlendirmeler yapmış. Tarihin önemli dönemlerinden birine,
feodaliteye ilişkin son derece gerçekçi bir kurgu olduğunu,
Avrupa ortaçağının feodal toplumsal yapısı ete ve kemiğe
büründürülürken Hıristiyanlığın dışarıda tutulduğunu,
bunun anlaşılabileceğini, Hıristiyanlığın fantastik edebiyat
için uygun olmadığını, yansıtılan ortama uygun terimin
'paganik feodalizm' olabileceğini söylüyor. Parçalı siyasal
yapıdan, mutlak gücü olmayan zayıf kraldan ve temel güç
konumunda olan lortlardan söz ediyor. Ayrıca Roma'yı çağrıştıran
köleci yaşam biçimlerinin, yağma ekonomisine dayalı göçer
kabile örgütlenmelerinin, hatta ticaretle zenginleşerek kendi
örgütlenmesini gerçekleştirmiş özgür şehir oluşumlarının
bulunduğunu belirtiyor. Dizinin gerçekçilikten en uzak yanının
en fazla ilgiyi çektiğini, pek çok yabancı eleştirmenin de dile
getirdiği gibi cinselliğin diziye ilgiyi artırırken tarihsel
inandırıcılığını zayıflattığını öne sürüyor. (6)
Washington Post'tan Anna
Holmes'un diziyle ilgili bir değerlendirmesinden söz ediyor.
"Dizinin tarihsel-antropolojik değerine ilişkin tartışmayı",
Martin'in "insanlık tarihinin kaydı düşülmüş bilimsel
bulgularından alabildiğine" beslendiği ve "ön planda
feodalitenin resmedildiği" tablonun "insanın iki milyon
yıllık insanlaşma macerasının pek çok kesitinden fırça
darbeleriyle" renklendiği yorumlarını getirerek sürdürüyor,
örnekler veriyor. Buz Duvar'ın ötesinde yaşayan yabanılların
"Marx'ın ütopyasını dayandırdığı" ilkel komünal
toplulukları" çağrıştırdığını söylüyor. (7)
Anna Holmes yazısına
George R.R. Martin'in çok sevilen "Buzun ve Ateşin Şarkısı"
fantezi serisi üzerine kurularak olay yaratan televizyon dizisiyle
ilgili birkaç noktayı belirterek başlıyor: "Kopmuş kafalar,
içeriden çevrilen entrikalar, mitolojik yaratıklar, uzun ve
karışık bir karakter listesi. Bir de çıplak kadınlar, bir
sürüsü." Dizideki erotizmin özgün öyküden saparak onu
geriye ittiğini belirtiyor, uç durumlarla ilgili örnekler veriyor.
Televizyon eleştirmeni Mo Ryan'ın dizinin "seks sahnelerini
bazen karaktere ışık tutmak için kullandığı" ama çoğu
kez bunlara yalnızca kadınları çıplak gösterme fırsatı olarak
yer verdiği değerlendirmesini aktarıyor. Pop kültür
yaratıcılarının içeriği öncelikle heteroseksüel erkek
bakışına ve isteklerine göre belirlediğini vurguluyor. (8)
Tayfun Atay, "Ateşin
Kızı/Buzun Oğlu" başlıklı değerlendirmesinde de "Buz
ve Ateşin Şarkısı" adındaki imgeler kişilere indirgenirse
buzun John Snow, ateşin Daenerys Targaryen olacağı yorumunu
getiriyor. Hollywood'un, karşılaştırmalı mitoloji alanının
büyük ismi Joseph Campbell'e çok şey borçlu olduğunu, Türkçeye
"Kahramanın Sonsuz Yolculuğu" adıyla çevrilen "The
Hero of a Thousand Faces" adlı kitabında tüm kültürlerin
kahramanlık efsanelerinde bulunan evrensel bir yaklaşımı
tanımladığını söylüyor. Buna göre kahramanın üç aşamalı
bir yoldan geçip ortaya çıktığını, önce sıradan yaşam
koşullarından ayrıldığını, sonra zor ve tehlikeli bir sınavlar
sürecinden geçtiğini, sonunda da bilgi, beceri, deneyim, güç
kazanmış olarak döndüğünü aktarıyor. Bu yapılanmanın Arnold
van Gennep ve Victor Turner'ın Geçiş Ritleri kavramına ilişkin
kuramsal katkılarından beslendiğinin bilindiğini, Campbell'in
kahraman monomitinin Yüzüklerin Efendisi, Yıldız Savaşları ve
Matrix gibi filmler gibi Games of Thrones örgüsünde de bulunduğu
duygusunu taşıdığını belirtiyor. Martin'in sevilen karakterleri
öldürerek ve hemen her karakteri kahraman olduğu kadar canavar
olarak da sunarak pek çok klişenin dışına çıkabilse de iki
karakter, buz ve ateş için bunu yapmadığı yorumunu getiriyor.
(9)
....
Günümüzün yönetenleri
tahtlarda oturmuyorlar. Ama taht savaşlarının daha insancıl,
temel hak ve özgürlük kavramlarını koşulsuz dikkate alarak
yapıldığı söylenebilir mi?
Jared Diamond'ın Ülker
İnce'nin çevirisiyle Tübitak Yayınları'nın Popüler Bilim
Kitapları arasında çıkan "Tüfek, Mikrop ve Çelik"
çalışması arka kapakta "Neden Avrupalılar Amerika'yı
keşfetti de Amerikalılar Avrupa'yı keşfetmedi?" sorusuyla
başlayarak şöyle tanıtılıyor:
"Bu basit sorunun
ardında insanlığın MÖ 11.000'den günümüze tarihi gizli.
Fizyoloji profesörü Jared Diamond, Tüfek, Mikrop ve Çelik'te,
aklımıza gelmeyen, geldiğinde çocukça bulduğumuz soruların
yanıtlarını araştırırken, tarımın başlamasından yazının
bulunuşuna, dinlerin ortaya çıkışından imparatorlukların
kuruluşuna, tarihin seyrini belirleyen pek çok önemli adımı
ayrıntısıyla inceliyor. İnsan toplulukları arasındaki
farklılıkların, eşitsizliklerin nedenlerini, temellerine inmeye
çalışarak sorguluyor; günümüz dünyasını biçimlendiren
etkenlerin izini sürüyor... Biyoloji, jeoloji, arkeoloji, coğrafya
gibi değişik bilim dallarından beslenen, 'Batılı'
koşullanmalardan arınmış, geleceği gösteren bir tarih kitabı."
(10)
İnsanlık tarihinde
barutun bulunmasıyla ortaya çıkan yeni ve büyük gücün,
kitlesel kırımlara neden olabilen mikropların, doğaya egemenlikte
yeni bir aşamaya geçilmesini sağlayan çeliğin çok özel
önemleri olduğu söylenebilir.
Taht savaşlarının üç
aşamasından da söz edilebilir mi? Sopalardan kılıçlara "mert"
dönemler, barutun bulunmasıyla mertliğin bozulduğu "tüfek"
dönemi, basınçlı su ve gözyaşartıcı gazın barışçı
gösterilere de saldırarak insanları sindirip yıldırmak için
kullanılabildiği "gaz" dönemi.
Edebiyat için Murphy
yasaları arasındaki "Bir belgesel roman yazılıp
yayınlanabiliyorsa artık konuyla ilgili yapılabilecek pek de bir
iş kalmamıştır. O artık tarihsel bir romandır" önermesi
tersten okunabilir mi? (11)
Olup bitenler
anlatılamıyorsa, tarihsel bir roman yaşananların güncel bir
kaydı olarak okunabilir mi?
....
Gaz kitleleri durdurmaya
yetecek mi? Taipidos'ların öfkesi engellenebilir mi? (12)
Günümüz
demokrasileriyle ilgili çok farklı görüşler var. Seçimlerde
çoğunluğu ele geçirenin hiçbir sınır tanımadan istediğini
yapabileceğini sanıp bunu savunan "oycular" da, sistem
içerisinde yapıldığı için seçimlerin hiçbir işe
yaramayacağını söyleyerek hiç katılmayan "koşulsuz
boykotçular" da olabiliyor.
Günümüz toplumlarının
uzlaşmasının ve yasallığının temel dayanaklarından biri olan
seçimler, toplumun tüm kesimlerinin sorunları için gerçek bir
çözüm olabilir mi, bilmiyorum.
Ama seçmenler çıkar
sağlamaya, kontrol etmeye ve boyun eğmeyeni dışlamaya yönelik
saldırgan politikalara sert tokatlar atmayı öğrenmezse, yaşamın
ve geleceğin temel dayanağı olan sokaktaki insanı yerlerde
sürükleyen basınçlı sular ve ağlatan gazlar kentlerden eksik
olmayacak gibi görünüyor.
1. George R.R.
Martin, http://www.georgerrmartin.com
2. George R. R.
Martin, http://tr.wikipedia.org/wiki/George_R._R._Martin
3. The Winds of
Winter, http://tr.wikipedia.org/wiki/The_Winds_of_Winter
4. George R.R.
Martin, http://www.georgerrmartin.com/about-george/life-and-times/
5. George Raymond
Richard Martin, The Biography.com website,
http://www.biography.com/people/george-r-r-martin-20786615
6. Tayfun Atay, Game
of Thrones dersleri 1,
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/tayfun_atay/game_of_thrones_dersleri___1-1133100
7. Tayfun Atay, Game
of Thrones dersleri 2,
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/tayfun_atay/game_of_thrones_dersleri_2-1133335
8. Anna Holmes, Skin
is wearing thin on HBO’s ‘Game of Thrones’,
http://www.washingtonpost.com/lifestyle/style/skin-is-wearing-thin-on-hbos-game-of-thrones/2012/04/26/gIQA4hd6jT_story.html
9. Tayfun Atay, Game
of Thrones dersleri 3,
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/tayfun_atay/game_of_thrones_dersleri_3_atesin_kizibuzun_oglu-1134024
10. Jared Diamond,
Tüfek, Mikrop ve Çelik,
http://www.idefix.com/kitap/tufek-mikrop-ve-celik-jared-diamond/tanim.asp?sid=CRF1P203H2GYZS1X1G0F
11. Mehmet Arat,
Edebiyat İçin Murphy Yasaları ve Struma,
http://blog.radikal.com.tr/kultur-ve-sanat/edebiyat-icin-murphy-yasalari-ve-struma-41908
12. Mehmet Arat,
Taipidos'un Öfkesi,
http://blog.milliyet.com.tr/taipidos-un-ofkesi/Blog/?BlogNo=454907
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder